Adını felsefeci Deleuze ve Guattari’nin “A Thousand Plateaus - Bin Yayla” isimli çalışmasından alan ve 90’ların ortasında dijital - minimalist elektronik müziğin derinlikli bir sinir ucu kıvamına gelen Achim Szepanski’nin Mille Plateaux etiketi, aslında yayınladığı nev-i şahsına münhasır ve arşivlik Clicks & Cuts serileri ile aynı zamanda IDM kategorisinin altına yerleşen ayrı bir alt türe de isim vermiş oldu. SND, Mille Plateux kataloğunda kendine genişçe bir yaşama alanı bulan Clicks & Cuts tarzının önemli ve şekillendirici bir temsilcisi olarak bu etiket altında üç albüm yayınladı. Müzikal tartımızın kefesine koyduğumuz SND’nin son albümü ise Mille Plateaux albümlerinde yıllar önce şekillenen kimliğin 12k ile birlikte günümüzdeki en sağlam temsilcisi olan Raster Noton’dan yayınlandı.
Szepanski’nin Mille Plateaux için kaleme aldığı manifestoda belirttiği üzere dijital ortam sunduğu olanaklar dahilinde normal düzeneğin içindeki hataların ( clicks, glitch ) farklı bir kimliğe bürünerek vücuda gelmesini sağlamakta; böylelikle gerçeklik dünyasında bir karşıtı olmayan dijital kodlar / olasılıklar evreninin transparan bir tercümesi ile yeni yüzyılın minimalist dili gerçeklik algımızın dışındaki bir hatalar / gereksizler zincirinden yaratılmaktadır. İşte Atavism müzikal spektruma bu gerçekler dünyasından üretilme kalıplar aracılığıyla bakan, keyfiyet tadımlarını yeknesak lezzetler üzerinden şekillendiren kulaklar için ağır kaçacak bir total bütünlük içeriyor.
Albüme herhangi bir yerinden nüfuz etmek gerçek anlamda rahatsızlık verici bir geri tepmeye sebebiyet vermekle kalmayıp, adeta bir filmi ortasından seyretmeye başlamak gibi bir eksiklik hissi uyandırıyor. Yavaş yavaş şekillenen, bir nevi puzzle parçaları gibi bütüne eklendikçe anlam bulan bu yolculuk esnasında albümün yarattığı döngüsel, ritmik ve tekrara dayanan yapının içine girmek için zihnimizin gerilimden uzak, sessiz sakin bir köşe tutması gerekiyor kendisine.
İsimsiz parçalardan oluşan albümün adının Atavism olması da elbet rastlantı değil; SND yarattıkları müzikal evrende her türlü gereksiz ayrıntıyı, detayı ve belki de kirliliği temizleyerek; çok daha basit, elementer bir yapısal bütünlük oluşturarak geçmişe dönüyor sanki. Aşırı uçlardan arındırılmış bu biteviye tempo aynı zamanda meditatif bir etkiye de sahip ( tamam, kabul ediyorum her kulak için değil ! ). Sürmanşet tempo değişimlerinin olmadığı çalışmada bu nedenle her minik sıçrama, ekleme yada yön değiştirme hassas kulaklar tarafından keşfedilmeyi bekleyen keyif kıvrımları olarak karşımıza çıkıyor.
Az malzeme ile leziz tatlara erişmek, fütursuz bir arındırma ile müzikal köklerimizi tekrar süzgeçten geçirmek, aynı bakmalardan farklı okumalar / dinlemeler çıkarmaya teşvik anlamında bir klavuz niteliğindeki Atavism müzikal içeriğinin yanı sıra adete akademik bir dersin de bonus CD’si kıvamında tavsiye listemize üst noktalardan girmeyi başarıyor.
geçtiğimiz senenin en iyi elektronik işlerinden bir tanesi. pür tekno tadı. yazı da albüme yaraşır olmuş, biraz geç okumuş bulundum gerçi.
YanıtlaSil