Cazkolik için AKsi-isTİKAMET köşesinin içeriğine ilişkin köşetaşlarını kurgularken, uzunca zamandır elimizden geldiğince ve de bolca dinleme pratiği yaptığımıza inandığımız elektronik müziğin deneysel kanadıyla bir şekilde kucaklaşan, ama içinde illâki caz nüvesini de barındıran albümlere dair cümleciklerin ana omurgayı oluşturacağı bir yapı düşlemiştik. Bu köşeye bugüne değin taşımaya çalıştığımız albümlerde de az ya da çok bu lezzeti tutturmaya da ihtimam gösterdik. Açıkçası yeni yazımıza konu edeceğimiz albüm inancımız odur ki “bu köşede neye dair yazı yazılmaktadır acep?” sorucuğuna en doğru ve kestirmeden cevap olabilecek kıvamda bir birliktelik içermekte ve sağlam bir örnek içerik taşımaktadır.
Uzunca yıllardır elektronik müzik sahnesinin başat prodüktörlerinden biri olan Scanner (Robin Rimbaud) ve The Post Modern Jazz Quartet isimli ekibin 2010 yılının sonlarında Thirsty Ear etiketiyle yayınladıkları Blink of an Eye isimli albümden bahsediyoruz. Scanner’a bu projede yandaş duran dört kişilik PMJQ ekibinde görev dağılımı ise şu şekilde: Michael Bisio (bas), Michael Thompson (davul), Matthew Shipp (piyano) ve Khan Jamal (vibrafon).
Scanner için ilk aşamada sadece rakamlar üzerinden bir bilgi vermeye çalışalım. www.discogs.com sitesinde Scanner adını arattığınızda sanatçının 30’un üzerinde albümünün ve 20’nin üzerinde EP’sinin olduğunu görüyoruz. Gözlerimizi biraz daha kamaştıran bir rakam ise kendisinin de yeraldığı farklı projelerin sayısının (şimdilik!) 150 civarında olması. Sırf bu birkaç rakam dahi Scanner’ın kişisel üretimlerinin coğrafyasının ne denli geniş ve çok katmanlı bir satıha yayılmış olduğunun göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Scanner’ın web sitesine hangi nedenle olursa olsun bir göz atmanızı şiddetle salık verirken, biyografisine ilişkin minik bir özeti de buraya alıntılamak isteriz (www.scannerdot.com). İngiliz müzisyen en özetinde 90’ların başından bu yana müzikal üretim olarak oldukça aktif bir role bürünmüş önemli bir isim. Scanner ya da asıl adıyla söyleyecek olursak Robin Rimbaud; ses, boşluk, imaj ve form ana başlıkları dahilinde oluşturulan çok boyutlu ve araştırmacı bir sahada deneysel bir bakış açısıyla harmanlanan, yeniliklere açık, sorgulayıcı bir dil üzerinden müziksel üretimlerini kurgulayan; bunu yaparken de alışılmadık yol ve perspektiflerin getirdiği zenginliği işlerine yansıtmış biri.
Ziyadesiyle kabarık ortak projelerinde yanyana durduğu isimlere kısa bir göz kırpış dahi Scanner’ın elektronik müziğin popüler / ana akım DJ tayfası dışında pek de yakınından geçemeyeceği bir bilinirliği; kimliğini zedelemeden, hatta bir şekilde onu kabul ettirerekten gerçekleştirebildiğinin de bir göstergesi. Kimlermiş bu isimler derseniz bazı dikkatimizi celbeden isimlerden elbetteki dem vurmak isteriz. Örneğin Roxy Music’in efsanevi figürü Bryan Ferry; alternatif rock müziğin çığır açıcı ismi Radiohead ya da yine alternatif kulvarın çok önemli temsilcilerinde biri olduğu su götürmez bir gerçek olan Laurie Anderson.
Elbette ki Scanner’ı sadece “müzik” alanındaki işleriyle sınırlamak, resmi gereken netliğiyle ortaya koymamıza engel olacaktır. Örneğin moda tasarımcılarıyla da ortak işler yapan Scanner’ın beraber çalıştığı isimlerden biri Türk modacı Hüseyin Çağlayan. Öte yandan çağdaş bestecilerden özellikle Peter Greenaway’in her biri başyapıt olan filmlerine yaptığı müziklerle tanınan Michael Nyman yada Luc Ferrari gibi çağdaş besteciler yine Scanner’la yolu bir şekilde kesişmiş önemli isimlerden sadece birkaçı. Tüm bunları detaylıca derlediğimizde orataya çıkan Scanner figürüne eşleştireceğimiz titrler listesine müzisyenlik dışında yazar ve eleştirmen gibi başlıkları da eklememiz gerekmekte aslında.
Post Modern Jazz Quartet ekibine gelecek olursak, basçı Michael Bisio farklı projelerde görev almış bir isim. Bunlar arasında en ön plana çıkanı Joe McPhee’nin de içinde yer aldığı No Greater Love isimli albüm. Davulcu Michael Thompson’ın ise daha önceden yine Thirsty Ear etiketiyle yayınlanmış iki solo albümü var. 60 doğumlu Amerikalı piyanist Matthew Shipp ise bugüne değin 20 civarı albümde çalmış ve ekibin kalan kısmına nazaran biraz daha ön plana çıkan biri isim. Ekibin en yaşlısı ise vibrafon üstadı 46 doğumlu Amerikalı müzisyen Khan Jamal.
Blink of an Eye albümü ilk anda aklımıza gelebilecek sıradan bir caz projesinin, bir DJ süzgeçinden geçirilerek klüplerde çalınabilir hale getirilmiş, sulandırılmış bir versiyonu değil. Dahi sayılabilecek bir elektronik müzik prodüktörünün hükümranlığında baştan yaratılan bir deney projesi de değil. Öte yandan onlarca albüm ve projede yeralmış bir isim olan Scanner’ın tüm bunlara rağmen caz müziği ile olan ilişkisinin bu albüm öncesine değin oldukça limitli olduğunun da altını çizmek gerekli. Proje aslında halihazırda bitmiş bir Modern Jazz Quartet albümünün, Scanner’a teslimi ve onun fırından çıkmış bu leziz yemeği servis etmeden önce yaptığı minik son dokunuşlardan müteşekkil. Bazı parçalarda bu ekstra sos ve baharat durumu ziyadesiyle kulaklarımıza belirgin bir tını kütlesi bırakırken, bazı parçalarda Scanner’ın adeta bir hayalet gibi notalar arasında gizliden gizliye dolaştığını görmek mümkün.
10 parçadan oluşan albümün toplam süresi 45 dakikayı buluyor. Açılış parçası Shadow Splice dingin bir yapı içinde yumuşak piyano tuşeleriyle devam ediyor. Nitelikli kurgusu ve sağlam melodik yapısıyla albüme etkileyici bir giriş yaptığımız bu parçada Scanner elektronik sesler paletinden seçtiği pastel renkleri hafif fırça darbeleri ile adeta birleştirici bir unsur olarak diğer dörtlünün akustik notaları arasına belirsizce serpiştiriyor.
Ardından keyifli bir melodi bizi karşılıyor vibrafon liderliğinde. C Jam Blues parçasının ilk tetiklediği kuvvetli bir sinematik arka plan hissiyatı oluyor. Piyanonun ani ve net vuruşları bu duyuyu ivmelendiriyor. Parçanın özellikle sonlarına doğru Scanner keskin efektleri ile parçaya farklı bir kimlik kazandırmayı beceriyor.
A Galaxy of Winking Dots bir ara geçiş niteliğinde piyanonun başını çektiği bir soluklanma sağlıyor bizlere. Ardından Not a Frame Earlier or Later’da Scanner ne yapmakta diyenlere çarpıcı bir cevap geliyor. Bu parçada akustik caz tınıları ile Scanner’ın belleğinden devşirilen elektronik seslerin hibrid bir formunu görmek mümkün. O ana dek belli belirsizce etrafta dolaşan Scanner bu parçada üzerindeki hayalet elbisesini çıkararak adeta ben de buradayım diyor güçlüce.
Involuntary Re Ex’te tüm enstrümanlar arasındaki dengeli birliktelikten harmanlanan sakinleştrici bir dört dakika bizleri karşılarken, Most with the Least’te aceleci ve telaşlı bir hava hakim parçanın bütününe. Dreaming with You at my Side’da yine ilk bölümdeki sinematik vurgunun bir adım öne çıktığını, Decisive Moment’ta ise davulun başrolde olduğunu görüyoruz, elbette Scanner yine o minik dokunuşlarını es geçmiyor.
Sonlara doğru geldiğimizde The Cuts and Shadows’ta ambient bir kurgunun ön plana çıkmasına şahit oluyoruz. Kapanış ise heyecanlı, hızlı ve ritmik Beyond the edge of Frame ile yapılıyor.
Blink of an Eye sınırları çok zorlamadan ama bizi bir kademe de olsa tali yollara çeken, bambaşka bir dilden ilk aşamada bir bilinmezler dünyası yaratmaktansa, güncel kelime dağarcığımıza yeyeni kelimeler ekleyen ve farklı dinleme pratiklerine doğru geçiş için mutlak suretle ve rahatlıkla kulak kabartılabilecek bir çalışma. Mahir bir dörtlünün ellerinden çıkmış nitelikli bir caz çalışmasının, üstadlığı hakkında bizim onayımıza zerre ihtiyaç duymayan bir elektronik müzik prodüktörünün süzgeçinden geçirilerek adeta taçlandırıldığı bu albümü her açıdan takdir ve beğeniyle dinleyip sizlere aktarmayı borç bildiğimizi de belirtmiş olalım son cümlemizde...
18 Nisan 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder