14 Mart 2010 Pazar

Chicago Underground Duo. Boca Negra. Thrill Jockey. 2010


Bu yazı www.cazkolik.com web sitesindeki AKsi-isTİKAMET isimli köşe için hazırlanmıştır. Güncel diğer yazılar için : www.cazkolik.com/okanaydin_detay.php

AKsi-isTİKAMET’in üçüncü durağında 90’ların ortasından bu yana çeşitli oluşumlarla, modern bir yaklaşımın süzgecinden geçirdikleri caz müziğini deneysel kompozisyonlar içinde doğaçlama ve zaman zaman elektronik ile harmanlayan, ismiyle müsemma Chicago orijinli önemli bir isim var: Chicago Underground Duo. “Chicago Underground” ismi ilk defa 1995 yılında grup elemanlarından Rob Mazurek’in Jeff Parker ile birlikte Chicago’nun namlı caz klüplerinden The Green Mill’deki gigleri esnasında kullanılıyor. Daha kalabalık bir ekibe sahip olan Chicago Underground Orchestra’nın kuruluşu ise 1998 yılına denk düşüyor. Bu tarihleri bir başlangıç noktası saydığımızda, o günlerden bu yana Chicago Undergroung Duo / Trio ve Quartet olarak yayımlanmış pek çok çalışma görmek mümkün. Cazkolik sayfalarına taşıyacağımız ve henüz tazeliğini koruyan elimizdeki çalışma ise tüm bu oluşumların çekirdek kadrosunu oluşturan ve Chicago Underground Duo olarak anılan Rob Mazurek (kornet) Chad Taylor’ın (davul, vibrafon, mbira) ocak ayının sonlarında çıkardıkları “Boca Negra” isimli albüm.

“Boca Negra” Chicago Underground Duo adına piyasaya sunulan 5. albüm; Chicago Underground oluşumları açısından bakıldığında ise 11. albüm. Chicago Underground Duo’nun (CUD) son çalışmalarının üzerinden dört yıl gibi uzun sayılabilecek bir süre geçtikten sonra çıkardıkları bu albüm, tıpkı daha önceki çalışmalar gibi yine Thrill Jockey etiketini taşıyor (12° of Freedom – 1998 / Synesthesia – 2000 / Axis andAlignment – 2002 / In Praise of Shadows – 2006). Bu albümü diğerlerinden ayıran minik bir detay ise Chicago dışında kaydedilen ilk çalışma olması; stüdyo adresi Sao Paulo – Brezilya bu defa.

“Boca Negra” albümü yazılmış / bestelenmiş parçalar ile, çoğu tek defada kaydedilmiş ve üzerine eklemeler yapılmamış doğaçlamalardan oluşan ve toplamı 60 dakikaya yaklaşan bir dinleti sunuyor bizlere. Hızlı bir kulak kabartışta ilk akılda kalanlar, albümde bazı parçalarda ön plana çıkan ambient vurgularla, diğer parçaların ana omurgasını oluşturan daha ritmik / dinamik bölümler arasındaki denge ve ahenk olarak belirtilebilir. Özellikle enerjinin yükseldiği anlar zaman zaman bir jazz rock albümü hissiyatı uyandırsa da “Boca Negra” farklı sekanslarında bizi başka dünyalara götürmeyi bir şekilde beceren bir taşıyıcı kimliğe sahip. Dingin ya da coşkulu, ritmik ya da düzensiz, keyifli ya da rahatsız edici; adını ne koyarsanız koyun başından sonuna her parça farklı bir kanal üzerinden sizi ruhunuzun tam ortasından yakalayıverip adeta bir süreliğine esir alıyor. Belki aynı yolda devam etse bir noktada yeter diyecekken, bu defa bambaşka bir rüzgarın eşliğinde apayrı bir algı dünyasının kapılarını açmayı başarıyor albüm.

Dört yıllık bir beklemenin ardından gelen çalışmanın aslında hazırlık süreci üç yıl gibi uzun bir sürece dayanıyor. Zira grup elemanları (Rob Mazurek ve Chad Taylor) sayıca az olsalar da aktif rol aldıkları diğer projeleri nedeniyle oldukça yoğun bir gündeme ve turne programına sahipler. Ayrıca birinin Brezilya’da diğerinin New York’ta ikamet etmesi de bir etken olsa gerek. Rob Mazurek bu proje dışında Exploding Star Orchestra, Sao Paulo Underground ve Mandarin Movie gibi oluşumların da başını çekiyor. Chad Taylor ise Iron and Wine ve Marc Ribot projelerinde yer alan bir isim.

Albümün açılışı kornet liderliğindeki gergin, yüksek tempolu bir girişe adım adım eşlik eden ve adeta bir geriye sayım hissiyatı veren Taylor’ın güçlü davulu ile birlikte kuvvetli ve dolgun bir parça olarak nitelenebilecek “Green Ants” ile yapılıyor. “Boca Negra” albümünün özüne gömülü olduğunu belirtebileceğimiz, yazılmış eserle üzerine doğaçlama yapılan arasındaki denge bu parçada oldukça belirgin bir formda karşımıza çıkıyor. Parça her anlamda bu iki uçtaki beklentiyi de karşılar bir zenginlikte devam ediyor. Sona doğru kornet ve davul arasındaki karşılıklı /eşzamanlı atışmanın parçaya kattığı derinlik ve akışkanlık dikkate değer.

“Left Hand of Darkness”ta ilk parçanın aksine bu defa dingin, sakince gelişen ve zamanı geniş geniş kullanan bir yapı çıkıyor karşımıza. Boşlukta yankılanan elektronik süslemeler, kuş seslerini andıran ıslıkvari ses yumakları arasına bezenmiş naif dokunuşlar, ambient bir kurgu ile işleniyor bu parçada. Kornetin parçaya bambaşka bir kimlik kazandırdığı, deneysel unsurların dengeli ve beklenmedik şekilde kullanıldığı bu parça albümün en iyilerinden biri.

Ardından gelen “Broken Shadows”un en önemli özelliği tüm CUD çalışmalarındaki tek tekrar yorumlanan (cover) parça olması. Ornetta Coleman’a ait olan bu parçada Chad Taylor davul ve vibrafonu birarada ustalıkla çalarken, Rob Mazurek’in dengeli korneti parçaya saykodelik bir derinlik katmayı beceriyor. Mazurek ve Taylor’ın enstrümanlarında kullanılan filtreler zaman zaman başka enstrümanlar da varmış hissiyatı yaratsa da “Broken Shadows” albümdeki en dinamik ve yoğun parçalardan biri olarak akılda kalıyor. Özellikle Chad Taylor’ın davuldaki performansı ve sürükleyici katkısı alkışa değer nitelikte.

“Quantum Eye” ve “Hermeto” albümdeki orta halli ve orta tempolu parçalardan ikisi olarak, havada uçuşan ses öbeklerinin kornetin kılavuzluğunda Taylor’un perküsyonuyla buluştuğu daha medidatif ve dingin bir yapıya sahipler.

Bu iki parça arasında kendine yer bulan “Confliction” albümün en güçlü parçalarından biri. Sert ve haşin piyano tuşelerini andıran agresif vuruşlarla başlayan parça, kornetin de etkili katılımıyla birlikte giderek artan ve sonrasında hiç düşmeyen üst seviyedeki temposu, davulun liderliğindeki jazz rock tandanslı ritmik yapısı ve zengin düzenlemeleri ile hızlıca akıp gidiyor ve kulaklarımızda hoş tınılar bırakıyor.

Sonlara yaklaştığımızda albümün en neşeli, hareketli ve sıcak melodilerinden birini içeren “Spy on the Floor”la karşılaşıyoruz. Bu parçadaki kornet ve davul uyumu yine üst düzeyde. Sade ama keyifli bir ritmik yapının sürüklediği parçada Rob Mazurek kornette etkileyici bir performans sergiliyor. “Laughing with the Sun” ve ardından gelen “Roots and Shooting Stars” isimli parçalar albümün deneysel vurguları biraz daha yoğun parçaları. Perküsyonun döngüsel dokunuşlarının yankıları arasında kendi yolunu usulca bulmaya çalışan kornetle birlikte, minik elektronik oynamalarla zenginleşen bu iki parça, CUD’nun tüm albüm boyunca vermeye çalıştığı bilinenin biraz daha farklı ve alışılmadık bir kurguyla yorumlanması anlayışına oldukça paralel.

Kapanışı yapan “Vergence” ise adeta yavaş yavaş inen perdede tüm albümün özetini yapar mahiyette sakin ve keyifli bir melodinin, arka planda uzayıp giden notalar eşliğinde salınması ile yerli yerine oturuyor.

“Boca Negra” Chicago Underground Duo’nun yarı doğaçlama üzerinde dayalı avangard / deneysel ve özgün caz yorumlarını her açıdan gözler önünde seren ve her daim vasatın bir hayli üzerinde performans gösteren bir çalışma. Gereksiz süslemelere yüz vermeden, sağlam bir omurga üzerine inşa edilen ve iki usta müzisyenin maharetlerini abartısız ve denge içinde albümün her anına başarıyla yansıttıkları akılda kalıcı bir albüm. Caz müziğinin sınırlarında dolaşan, farklı açılımlarla kendi iç zenginliğini yaratan keyifli bir dinleti sunan albümdeki kornet ve davul dışındaki hemen tüm sesler Chad Taylor tarafından programlanmış (bundan önceki çalışmalarda bu işi Mazurek’in üstlendiğini de belirtelim).

Chicago Underground Duo’nun Rob Mazurek ve Chad Taylor’dan oluşan çekirdek kadrosu gündemdeki müzikal projelerin gereklilik ve yapısına göre genişleyebiliyor aslında. Bahsi geçen Chicago Underground Orchestra’nın dışında ekip tekli ve ikili katılımlarla trio ve quartet olarak da çalışmalar yapıyor. Bu genişlemedeki temel belirleyici etken müzisyenlerin kafalarındaki proje, materyal yada müzikal fikirlerin herhangi bir ek enstrümana ne denli gereksinim yaratıp yaratmadığı. Duo, Trio, Quartet ya da kalabalık bir orkestra; işin özünde bu ikilinin başını çektiği tüm bu oluşumlar aslında benzer kaynaklardan beslenerek tek bir havzaya akıtılan, yaratacılık ve beceri kalibresi yüksek işler. Zaman zaman sayısı artan kollar olsa da kulaklarımıza akıtılan tınıların derinliği ve çok katmanlılığı ile kendi iç dengesini müzisyenlerin ustalığı ile yakalayan bu oluşumlar, deneysel / avangard endeksi kabartılmış bir caz müziğinin sınırlarında dolaşarak dinleyiciler için yeni lezzetler ortaya çıkarıyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder