13 Şubat 2012 Pazartesi

Matthew Shipp.WilliamParker.Beans.HPrizm - Knives From Heaven - Thirst Ear

Bu yazı Cazkolik sitesindeki Aksi İstikamet köşesi için hazırlanmıştır www.cazkolik.com/OkanAydin

Bu köşede incelemeye alıp, tabir-i caizse ameliyat masasına yatırdığımız çalışmalarda içine bir şekilde caz nosyonu da bulaşmış ve ziyadesiyle elektronik seslerle örülmüş albüm incelemelerine ağırlık vermeye çalıştık bugüne değin. Öte yandan zaman zaman özgür cazın doğaçlamalarının ön planda olduğu albümlere bakarken, zaman zaman da rock müziğin isyankar halinin başrole soyunduğu albümleri mercek altına almaya gayret ettik. Bu defaki yazımızda ise elektronik müziğin geniş coğrafyasının farklı bir kulvarıyla, cazın başat enstrümanalrından iki olan piyano ve kontrbasın kesiştiği bir çalışmaya büyüteç tutuyoruz. Bu yazımız için ajandamıza takılan albüm yine bir ortak çalışma. Ayrıca uzunca zamandır detaylı bir inceleme için sırasını bekleyen bu çalışmanın 2011’in ortalarında yayınlanmış olduğunu da belirtelim. 2000’lerin başından bu yana “abstract hip hop” olarak tanımlanabilecek tarzlarıyla hip hop’a deneysel, alternatif ve çizgidışı bir boyut kazandıran Antipop Consortium ekibinin iki azılı üyesi HPrizm (aka Priest) ve Beans ile, piyanist Matthew Shipp ve kontrbas üstadı William Parker arasındaki bu işbirliğinin sonuçlarına gelin hep beraber gözatalım.

Beş yaşında piyano dersleri almaya başlayan, 12 yaşında caza yönelen ve 80’lerin ortasından bu yana New York caz sahnesinin önemli figürlerinden biri olan Shipp onlarca albüme imza atmış üretken, vizyoner ve yenilikçi biri. Cazın hatırı sayılır isimleriyle (Joe McPhee, Roscoe Mitchell, Evan Parker, David S. Ware, Joe Morris gibi) olan birlikteliklerinin yanı sıra; Spring Heel Jack, DJ Spooky, EI-P ve Antipop Consortium (aslında bu ekiple ilk birlikteliği 2003 yılında yayınlanan Antipop vs. Matthew Shipp isimli albüm olarak anılabilir) gibi müzisyenlerle de üretimler yapmış Shipp. Projede kontrbas çalan William Parker ise yine New York caz sahnesinin özellikle deneysel işlerde öne çıkan isimlerinden biri. Ayrıca Parker’ın Matthew Shipp ile birlikte David S. Ware Quintet’in ve ayrıca 80’lerin başında kurulan free jazz grubu Other Dimensions In Music’in bir üyesi olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.

Projenin diğer kanadında ise özellikle 2002 yılında elektronik müziğin önemli kalelerinden biri sayabileceğimiz Warp Records etiketiyle yayınladıkları Arrhythmia isimli çalışmalarıyla dikkat çeken alternatif hip hop grubu Antipop Consortium ekibinin iki vokali olan HPrizm (kendisi aynı zamanda albümdeki elektroniklerden de sorumlu kişi) ve Beans var. 2000’lerin ortasında birkaç yıllığına ayrılıp tekrar birleşen Antipop Consortium, elektronik müziğin IDM (Intelligent Dance Music) olarak adlandırılan kanadıyla dirsek teması bulunan, hip hop’a farklı bir yorum getiren ve özellikle deneysel tınılarıyla dikkat çeken bir oluşum.

Özetle bir yanda caz sahnesinin iki kalburüstü ismi, diğer yanda ise her daim farklı bir kulvarda ilerleyen bir ekibin ana çekirdeği sayılabilecek isimler olunca da elimizdeki albüm tam Aksi İstikamet’lik demekte bir beis görmüyoruz açıkçası.
Albüm tamamına yakını ortalama iki dakika uzunluğunda tam 20 parçadan meydana geliyor. Buradan da tahmin edilebileceği üzere klasik şarkı formundan biraz daha uzak; belirli bir tema, tempo ve melodi etrafında şekillenen kısa parçalar oluşturuyor albümün omurgasını. Baz parçalar birbirini bütünlerken, bazıları da iki farklı mod arasındaki geçişi sağlayan birer pasaj görevi üstleniyor. Albümün genel aurasını ise hip hop ve cazın yan yana durduğu bir çalışmadan ziyade, “hip hop caz” olarak adlandırmak olası.

Açılışı yapan Terra Cotta’da Shipp’in giriş mahiyetindeki yankılı piyano tuşelerine HPrizm’in elektronikleri eşilik ediyor. Adeta gösteri için perdenin kaldırıldığı hissiyatını veren bu yumuşak girişin ardından gelen Half Amazed A/B albümün genel havasını en iyi özetleyen çalışmalardan biri. HPrizm ve Beans’in sırayla mikrofona geldikleri parçada kullanılan looplar ve elektronikler etrafında şekillenen akıcı bir melodi hakim. Arada hafiften kendini duyuran Parker ise yine albümün genelinde olduğu gibi parçanın destekleyici unsurlarından biri.
Rainbow Streets Aglow özellikle Shipp’in piyanosuna yedirilmiş looplar ve keskin bir synth etrafında kümelenen ve vokal kullanılmayan parçalardan biri. Albümdeki etkileyici ve akılda kalıcı parçalardan biri ise kesinlikle This Is For My Brother The Wind. Özellikle vokal kullanımı, buna eşlik eden hip hop ritmleri ve rüzgar sesi gerçekten nefes kesici. Tıpkı ardından gelen ve bir anlamda bu parçanın tamamlayıcısı olan Going To Another Place’te olduğu gibi. Deforme edilmiş sesler ve hışırtılar arasında kendi yolunu bulmaya çalışan bir piyano buluyoruz bu parçada. Akıcı, sakin, kendinden emin ve sonuca ulaşacağı hissini veren kararlı ve suskun bir direnişin yansıması adeta.
Deadpan Stare başrolleri Shipp ve Parker’ın üstlendiği sade parçalardan biri. İkili arasında minik bir atışma olarak da dinleyebileceğiniz bu birkaç dakika albümün ortalarında elektroniklere ve vokale bir es vererek dingin ve duru haliyle nefeslenmemizi de sağlıyor açıkçası. Rockers Hi Fi albümün en renkli ama kısa parçalarından biri olarak sırasını savarken, Non Sexorexia Shipp’in piyanosuyla renk kattığı, agresif sayılabilecek vokalleri ve minimal loop kullanımıyla kurgusu görece sadece parçalardan biri olarak tınlıyor kulaklarımızda. In This And All Worlds’de ise konuk bir vokal var. Nedelka Prescod’un enfes ve gizemli vokaline aksak bir ritm, kıpraşan elektronikler, kabarcık benzeri sesler ve yankılanan vuruşlar eşlik ediyor. Özellikle vokalin kattığı renk ile bu parça da albümün akılda kalanlarından biri olmayı başarıyor. 

Kalan kısımda da albümün genelinde olduğu üzere Antipop Consortium temsilcilerinin rap vokalleri, hip hop ritmlerine yedirilen nitelikli elektronik oynamalar ve bunların arasında birleştirici bir vazife gören Shipp ve Parker’ın kısa pasaj ve melodileri ile şekillenen genel yapı adım adım devam ediyor. Albümün etkileyici yanlarından bir tekrarlanan dinlemelerde ve ara pasajlarda dikkatinizi çekebilecek bol sayıda minik güzellik barındırması. Bu bazen bir loop, bazen bir piyano melodisi bazen de kuvvetli bir vokal olabiliyor. Albüm ana omurgayı oluşturan unsurların tek başlarına fazlaca ön plana çıkmadan birbirlerini destekleyen yapılarıyla verimli bir işbirliğinin yansıması olarak vücut buluyor. Ne içine hip hop katılmış caz ağırlıklı bir müzik, ne de içine caz katılmış hip hop ağırlıklı bir müzik; tam bir bileşke olarak “hip hop caz”. Son bir not olarak da albümü bu köşede sıklıkla adını andığımız Thirsty Ear etiketinden yayınlandığını da not edelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder